Malta Dil Okulu Tecrübesi
Malta'da dil okuluna gitmek mantıklı mı? Neden Malta'yı seçmeliyim? Gerçekten anlatılan kadar çok Türk var mı? Eğer bu gibi soruların cevabını arıyorsan hoşgeldin, geç otur sana tecrübelerimi anlatarak aklındaki soru işaretlerini bir nebze olsun gidermeye çalışayım. Bu arada detaylı bir video da youtube kanalımızda mevcut linki buraya bırakıyorum okumak yerine izlemeyi tercih edenler olabilir youtube linki
Kendi hikayemden bahsedecek olursam dil eğitimimi yurt dışında almak, birçok ülke görmek ve dünyanın her yerinden arkadaşlar edinmek her zaman yaşamak istediğim ama bir türlü cesaret edemediğim tecrübelerdi. Bir gün karar verdim ve dil eğitimi için gidebileceğim ülkeleri araştırmaya başladım. Tabii ki kur farkından dolayı öncelikli amacım çalışma izni veren ülkelere gitmekti elimde iki seçenek var biri Avustralya diğeri ise İrlanda. Avustralya çok uzak olduğu için gözüm korktu ve direkt eledim İrlanda'yı ise detaylıca araştırmaya başladım. Part time çalışarak oradaki masraflarımı karşılayabilir miydim? Okula ödeyeceğim parayı çıkartabilir miydim gibi soruların cevaplarını aramaya başladım. Çalışma izni alma, yaşayacağınız evi bulmak, iş bulmak bunların hepsi sizin elinizde ve insan haliyle korkuyor ya iş bulamazsam. Çünkü yanınıza en fazla siz bir iki ay idare edebilecek miktarda para alabilirsiniz ya sonrası? Hem bunları düşünmek hem de İrlanda'da ev bulmanın ne kadar zor olduğunu öğrenmek İrlanda'dan vazgeçmem için yeterli bir sebep oldu.
Rotamı İngiltere'ye çevirdim. İngiltere'de üç aylık dil eğitimi masraflarını karşılayabilirdim. Bunun için Endless Abroad'dan Sinem hanımla çalışmaya başladık ve iyi bir eğitimi olan, Türk oranının aşırı fazla olmadığı okul EC Brighton'ı seçtik. Evet Londra değil Londra'ya çok yakın olan tatlı bir şehir Brighton'ı seçmiştik çünkü çok daha ucuzdu. Şunu da belirteyim ki hiçbir zaman dil okulu bahanesiyle gidip, gittiğim ülkede bir yolunu bulup kalmak gibi bir amacım olmadı. Eğer böyle bir amacınız varsa dil okulunu değil, legal farklı vize türlerini araştırın. Zaten sizin gibiler yüzünden şu an bu kadar zor vize alıyoruz. Giden geri dönmezse adamlar da doğal olarak herkesi potansiyel mülteci gözüyle değerlendirmeye başlıyor. Bu sözlerimden tahmin etmeniz zor olmamıştır evet İngiltere vizesi alamadım. Maddiyat sorunu için babamı sponsor gösterdim, geri döneceğimin kanıtı için ise şirketten aldığım izin belgesini kullandım ama bunların hiçbiri yeterli olmadı. Üzerime kayıtlı herhangi bir malım mülkümün olmaması, bakmakla yükümlü olduğum kimsenin olmaması gibi sebeplerden ülkeme geri döneceğim konusunda endişeleri varmış. Bu yüzden vizemi reddettiler. Ulan ben sizin o soğuk kasvetli ülkenize mi kaldım?
Rotamı mecburen Malta'ya çevirdim. Seçtiğim okul EC'nin Malta'da da şubesi vardı. Okul kaydımı Brighton'dan Malta EC'ye aldık. Burada diyebilirsiniz ki Amerika, Kanada gibi ülkeleri neden hiç düşünmedin? Cevap çok basit birincisi vize problemi ikincisi çok pahalı olması. İngiltere çok mu ucuz tabii ki değil ama Amerika'da konaklama masrafları İngiltere'den çok çok daha fazlaydı. Bir de eğer oralara gidecekseniz kısa süreli gitmeye değmez bence üniversite programlarına katılmak daha mantıklı özellikle Kanada için. He bir de şu var ki İngiltere vize reddi yedikten sonra Amerika, Kanada, İrlanda sizin bu vize reddinizi görebiliyor ama Avrupa ülkeleri göremiyor. Bu da Schengen vizesi almanın daha kolay olduğu anlamına geliyor. Neyse gelelim Malta için vize alırken yaşadığım problemlere.
İngiltere için topladığım belgelerin aynısını tekrardan toplamam gerekti çünkü belgelerin güncel tarihli olması gerekiyordu. Aynı süreci bir daha yaşamak berbat olsa da karar vermiştik bir kere o dil eğitimi alınacak kardeşim. Vize başvurumu yaptım ve beklemeye başladım. Şunu belirtmeliyim ki gidiş dönüş uçak biletlerini almak yerine rezervasyon yaptırmak yeterliydi biz de turna.com gibi sitelerden ücretsiz rezervasyon yaptırmıştık. Fakat vize sonucum elime ulaştığında gördüm ki bana önce vize vermişler ardından iptal etmişler. Pasaportumda sökülmüş bir vizenin kalıntıları vardı. Bu neydi şimdi? Meğer uçak bileti rezervasyonunu gitmek için kullanacağımız havayolu şirketinin resmi sitesinden yaptırmak gerekiyormuş bu kural yeni çıkmış hatta o kadar yeni çıkmış bir kuraldı ki vizeyi verip sonra kuralı değiştirip ondan sonra verdikleri vizeyi pasaporttan sökmekle uğraşmışlar. Bu saçma problemi benden başka yaşayan oldu mu bilmiyorum ama bu durumdan sonra tepem attı ve başlarım ulan size de vizenize de dil okulunuza da diyerek gitmekten vazgeçmiştim. Sağolsun Sinem Hanım vazgeçmeme müsade etmedi ve gel THY'nin sitesinden rezervasyonu yaptırıp yeniden vizeye başvuralım dedi ve aynen öyle yaptık yeniden başvurduk ve ben toplamda 3 kere baştan vize evrakları toplamakla uğraştım. Ama sonunda vizeyi aldım.
3 Aralık 2022 sonunda Malta'ya gidebilmiştim. Malta'da çok türk var mı? Evet var gerçekten çok fazla Türk var ama dünyanın neresine giderseniz gidin her yerde Türk var. Yani neden özellikle Malta bu konuda çok Türk var diye yeriliyor anlamış değilim. Gittiğiniz ülkede Türklerle arkadaşlık kurup Türkçe konuşmamak tamamen sizin elinizde. Ben de bu kadar çabanın boşa gitmesini istemediğim için Türk arkadaşlarımla samimiyet kurmadım ve dilimi geliştirmeye odaklandım. Farklı milletlerden arkadaşlar edinmeye çalıştım tabii ki kültür farkı olsun her iki tarafın da kısıtlı İngilizce konuşabiliyor olması olsun samimiyet kurmak biraz zor olabiliyor ama biz ne zorluklar görmüşüz bu bir problem değil bizim için. Özellikle Brezilyalı ve Korelilerle,Japonlarla arkadaşlıklar kurdum. Kaldığım eve davet ettim, Türk kahvaltısı hazırladım. Biraz da onlar beni davet etsin kendi kültürlerinden bir şeyler ikram etsinler diye beklentiye girdim ama karşılığını göremedim açıkçası. Gerçekten de kimse bizim kadar misafirperver değilmiş bunu yaşayarak görmüş oldum. En zorlandığım şeylerden biri de aksan problemi oldu. Mesela Koreli ve Japonlar r harfini söyleyemiyor l harfini değişik telaffuz ediyorlar haliyle anlamak çok zor oluyor. Fransızlar sanki fransızca konuşuyor gibi İngilizce konuşuyorlar. Bu konuda en anlaşılır aksan bence Brezilyalı ve Türklerde var. Ama korkmayın bir süre sonra alışıyorsunuz.
Arkadaşlık kuracağınız kişileri doğru seçmeniz lazım çünkü kimi sadece eğlenmek için Malta'yı tercih ediyor. Kimi ise gerçekten dil öğrenmek istiyor. Yaşadığım en büyük zorluklardan biri samimiyet kurduğum arkadaşlarımla bir ayımı geçirdikten sonra hepsi teker teker ülkelerine döndü. Kimi kısa süreli geliyor, kimi sizden çok daha önce gelmiş oluyor ve okul süresi bitip ülkesine geri dönüyor. Yani sürekli yeni biriyle tanışmaya hazır olun. Olabildiğince etkinliklere katılın sürekli konuşmaya çalışın. Malta özelinde tavsiyem ise English Cafe'yi instagramdan takip edin. English Cafe Malta'da yaşayan ve İngilizce konuşmak isteyen herkesin katılabildiği etkinliklerin olduğu bir grup. Orada birçok ana dili İngilizce olan insanlarla tanışıp dilinizi daha iyi geliştirebilirsiniz.
Okula ilk başladığımda seviyem B1+ yani intermediate idi. Bir ayın sonunda sınava girdim ve B2 sınıfına yükseldim. 12 haftalık dil eğitimimin 5 haftası B1+ 7 haftası ise B2 olarak geçirdim ve en son bitirme sınavına girdiğimde ise sonucum B2+ yani Pre Advance çıktı fakat ben yine de Pre Advance olduğumu düşünmüyorum evet gramerim çok gelişti, okuduğumu anlamam ve listeningim de çok gelişti fakat konuşmam hala o seviyede değil. Doğru gramer bilgisiyle rahatlıkla iletişim kurabiliyorum veya karşı tarafı anlamakta da hiç zorlanmıyorum ama hala basit cümleler kurmayı tercih ediyorum çünkü daha karmaşık bir cümle kurmaya çalışırsam konuşmam akıcılığını kaybediyor. Zaten üç aylık dil okulu aslında kısa bir süre ama bu süre sizin amacınıza bağlı olarak değişir.
Bir diğer en önemli konuyu ise sona bıraktım. Arkadaşlar acentenizi iyi seçin. Çok iyi araştırın herkese güvenmeyin. Öyle okullar var ki komisyoncu acentelerin herkesi aynı okula yönlendirmesinden dolayı okulun yarısından fazlası Türk oluyor. Bu durumu yaşamamak için acentenin sizi yönlendirdiği okullardaki Türk oranını öğrenmeye çalışın. EC Malta'daki en az Türkün olduğu okullardan biriydi. Yine de sınıfta iki ya da üç tane Türk oluyordu. Bu sayı normal ama on kişilik sınıfta altı yedi tane Türk varsa işte o zaman paranıza yazık olur.
Özetle Malta'da ingilizcem gelişti, dünyanın birçok farklı yerinden arkadaşlarım oldu. Schengen vizesi ve Rynair sayesinde Paris,Amsterdam,Köln,Roma,Venedik,Floransa,Barselona gibi farklı şehirleri gezme imkanım oldu. İyi ki gittim ve bu tecrübeleri edindim diyorum. Hangi ülkeye gitmeniz gerektiğini araştırırken bu tecrübelerin tamamının kişiye göre, beklentiye göre değişiklik göstereceğini unutmayın. Özellikle kendinizi Malta'nın gece hayatına kaptırıp sadece eğlenmeye odaklanırsanız evet İngilizceniz gelişmez. Türklerle arkadaşlık kurup kendinizi İngilizce konuşmaya zorlamazsanız evet yine İngilizceniz gelişmez. Karşınıza birçok zorluk çıkabilir. Özellikle konaklamada problem yaşayabilirsiniz. Sonuçta hiç bilmediğiniz bambaşka kültürden insanlarla aynı ortamda yaşamanız gerekecek. Ama bu zorlukları tek başınıza aşmak sizi çok geliştirecektir bundan emin olabilirsiniz. Konaklama detayına girmedim çünkü bu tamamen bütçenize ve seçiminize göre değişir. Ben iki kişilik odada kalmıştım toplamda evde dört kişiydik. Diğer odalarda farklı cinsiyetten insanlar kalabilir siz sadece orada oda tutuyorsunuz, mutfak, oturma odası ortak alan oluyor.
Son olarak birkaç fotoğraf bırakıyorum.
Koreli kankim iskender deniyor |
Brezilyalılara menemen yaptım |
Koreli kankimin veda yemeği |
Dünya tatlısı ev arkadaşlarım(İspanyol,Japon) |
B2 sınıfım |
İlk sınıfım dersi kahve içerek dışarda işlemiştik |
Hiç yorum yok: